nisaduruannesi. Blogger tarafından desteklenmektedir.

6 Ocak 2015 Salı

Anneme Benziyorum Artık

2 yorum
Sabah bulaşık yıkarken ellerimin annemin ellerine ne kadar benzediğini
fark ettim.
Benzemekten de öte; tıpatıp aynısı olmuşlar..
Ergenlik çağlarımda (hakikaten çekilmez bir yeniyetmeydim) annemin
ellerine sinir olurdum.
Ya da şöyle diyelim: Sinir olduğum bir milyon sekiz yüz kırk altı şeyden
biri de annemin elleriydi.
Kadıncağızın beni sinir etmek için ellerine özel olarak yaptığı bir şey de
yoktu.
Uzun kırmızıya boyanmış cadı tırnakları falan veya lime lime olmuş tırnak
etleri gibi bir durum da yoktu.
Sadece şekilsizdi. yani özenemezdi zamanı olmazdı gördükçe benim canım yanardı.
'Hah' dedim kendi kendime 'şimdi nisa duru büyümüş olsaydı ' oda sinir 
olacaktı ellerine. Yeterince güzel değilmiş diye..' krem sür deyip duracaktı. 
Şimdi ise o eller biraz daha elimin içinde kalsın diye ne numaralar
çekiyorum...
Yok üşüdüm, tutsana elimi, yok kremi fazla sürdüm, alsana birazını,
elime baksana , gibi gibi..

Aslında düşününce, eller dışında da anneme her geçen gün daha çok
benziyorum.
Eskiden çok umurumda olmazdı şimdi evde ufacık bir dağınıklık olsa
sıkılıyorum.
Kız uyur uyumaz hızlı hızlı iş yapıp öyle yatmaya çalışıyorum. 
Çay sevmeyen ben her akşam çay demliyorum , demlensin dursun huzur veriyor insana. 

Aynı annem gibi ben de masa örtülerini düzeltmeden yanlarından geçmiyor,
hoh yapıp silmeden aynalara bakmıyorum , kızım ağzına atmasın diye sürekli yerden iplik topluyorum 

Daha az süsleniyor daha az bakım yapıyorum. 
Eskiden sabaha ayrı akşama ayrı set set kremlerim vardı benim , şimdi tek kremi 
elime de sürüyorum yüzüme de maksat yeşillik olsun :)
Rimelim ise kurumak üzere almaya vaktim yok alsam da sürmeye vaktim yok

Bu kadarla kalsa yine iyi.. 
her gün banyo mutfak temizlemeye çalışıyorum  , evdeyken daha çok kadın programı izliyorum 
tv karşısında yatıp dinleniyorum (dum) 
her fırsatta battaniye altına girip uyukluyorum , 
Evde yarım kollu ve çorapsız geziyorum bir anda geliyorlar üstüste giyiniyorum sonra gene çıkarıyorum. 
üşüdüğümü hiç hissetmiyorum. 

Ben de şaşırıyorum ama gerçek.
Annemde dalga geçtiğim ne kadar şey varsa hepsini ben de yapıyorum
artik!...

Tek kaygım şu: Bir gün ben de YOĞURT KAPLARINI biriktirmeye başlayacak
mıyım acaba?
Aklımın almadığı tek şey bu. Bütün dolap içleri yıkanmış, kurulanmış
yoğurt kaplarıyla dolu.
Hepsi küçük kuleler şeklinde üst üste dizilmiş, kuzu kuzu bekliyorlar. .

Kapakları da elbette mevcut.
Onlarca değil yüzlerce!

Ne diyeyim...
Bir gün elimdeki yoğurt kabını deterjanlarken anlarım herhalde kap
biriktirmenin esbab-ı mucibesini.. .

Atak Dedikleri Bu Olsa Gerek

0 yorum

49.hafta atak diyorlar bizim bu yaşadığımıza , aynen de öyle gidip atasım var kendimi vallahi
347. günümüzdeyiz bugün son 1 haftadır diş desem diş değil , hastalık desem çok şükür oda değil anlamadığım çözemediğim değişik bir ruh halindesin beee kızım !

Yılbaşı ve hafta sonu dahil 4 gün evde harika günler geçirdik birlikte 
ilk defa gündüz/akşam yeter artık dedim azcık dinlenmek istiyorum. 
Tam düzeliyor diyoruz her şey eskisine dönüyor galiba 

2 gündür gene uyku saatimiz 02.00 yada 03.00 oldu o saate kadar seni mutlu edemiyoruz.
sürekli mız mız , sürekli ağlamaklısın

Emeklemek ile yürümek arasında bana kafayı yedirmek için uğraşıyorsun
kucağıma alıyorum emeklemek istiyorsun yere bırakıyorum yürümek istiyorsun 
artık bende anlamadım sen benden ne istiyorsun 


Tam resimdeki gibi son zamanlar kucağımda kanguru misali yaşıyorsun
ben yaşıyor muyum bilmiyorum ciddi bir dinlenmeye ihtiyacım var sanki.

Bu işin molası yok mu ? 
Durdurun ihtiyacım geldi....